19 Nisan 2008 Cumartesi

BEN

Bazen kaçarım insanlardan

En loş, en tenha köşeye

Bazen Beyazıt’ta bir bank’a

Bazen okulun en ıssız köşesine

Oturur düşünürüm kendimi

Toplamaya çalışırım kafamı

O yoğun karmaşada

Kimsenin kendisini dinlemediğinden yakınan

Sessizliği dinlerim ben o ıssız köşede

Bazen insan sesleri gelir kulağıma

Kimi şen şakrak

Kimi ağlamaklı

Yaprakların hışırtısını dinlerim

Güvercinlerin kanat çırpışını

İnsanları izlerim bazen, yükseklerden

Minnacık görünürler en heybetlileri bile

Koşuşan böcekler gibi

Kimisi bir direğe yaslanır

Gazetesini okur

Bid diğeri bağırır “sıcak simitlerim var” diye

Yakılanır sesi caminin taş avlusunda

Hepsi farklı insanların,

Dünyaları, umutları, sevinçleri, üzüntüleri...

Herşeyleri farklı....

İzlerken insanları

Uçup gider bazen düşüncelerim

Birleşir diğer insanların düşünceleri ile

Böyle hissetmeye çalışırım onları

Birer insan olarak.

Ben nefret etmem kimseden

Hor görmem bir tek kişiyi bile

İster zengin olsun, ister fakir

İster köylü, ister şehirli

Ya da bir dilenci....

Farketmez bence bunlar

Yeter ki “insan” olsunlar.

Ben insanları severim

İyisiyle kötüsüyle

Dostlarımdır onlar benim

Kendileri bilmeseler bile

Kırmam dostlarımı asla

Vurmam hatalarını yüzlerine

Bilirim çünkü en ağır tokattır onlar

Anlatırım hatalarını

Uygun bir zamanda güzelce

Bitmese derim dostluğumuz

Yollarımız ayrılsa, vaktimiz tükense de

Ben yalnızlıktan hoşlanırım

Kaçarım zaman zaman insanlardan

Kaçarım başka dünyalara

Koparırım bu dünya ile olan bağlarımı

Kısa bir süre de olsa dolaşırım boşlukta

Ama neticede insanım ne de olsa

İhtiyacım var zaman zaman

Aranıp sorulmaya “Nasılsın” denmeye

Ve özellikle duymaya

“Seni Seviyorum” cümleciğini

İhtiyacım var... anlayın beni...

Ben severim vapur yolculuklarını

Denizin nemli havasını, hoş kokusunu

Martıların çığlık çığlığa uçuşunu

Bir cam kenarı kapmak için insanları koşuşunu

Ben severim;

Yaz akşamları Çamlıca’da

Gün batımına bakıp

Sonsuzluğu izlemeyi

Sonra koşmayı

Gündoğumuna doğru

Yeni gelen günü karşılamak için

Severim elimde olmayarak.

Yaz yağmuru altında dolaşıp

Karıncaların böceklerin

Yağmurdan kaçışlarını seyretmeyi

Islak toprağı doyasıya koklamayı

Uzanıp çimenlere sırtüstü yatmayı

Yüzümü gökyüzüne dönerek

Gözlerimi yummayı sıkıca

Hissetmek için yağmuru, toprağı, güneşi....

Severim ben

Hem de çok....

Mayıs 1987

Hiç yorum yok: