3 Aralık 2008 Çarşamba

Pierre Teilhard de Chardin (1881 – 1955)

Pierre Teilhard de Chardin (1881 – 1955)

• Jeolog
• Paleontoolog
• Filozof
• Papaz

Chardin’in düşüncelerinin ve hatta bilimsel çalışmalarının çerçevesini Onun Cizvit kökeni önemli ölçüde belirlemiştir. O nedenle önce bu kavramı biraz daha açmak istiyorum.

Cizvit kelimesi aslen Jesuit adından Türkçeleşmiştir. Jesuit Roma Katolik Kilisesine bağlı bir tarikattır. Kurucusu Bask’lı Aziz Ignatius Loyala’dır. Bugün 112 ülkede yaklaşık 20,000 cizvit rahibi bulunmaktadır. Misyonerliğin yanı sıra özelikle lise ve üniversite düzeyinde eğitim ile ilgilenmektedirler. Yanı sıra da insan hakları ve sosyal adalet kavramları da ilgi alanlarındadır.

Özellikle Filipinler ve Hindistan’da yoğun faaliyetleri vardır. Sadece Amerika Birleşik Devletleri’nde 50’nin üzerinde kolej ve Üniversiteleri bulunmaktadır. Temel öğretileri insanın yaşamı boyunca örnek alacağı kişinin İsa olması, eğitimde mükemmelliğin, yaşam boyu entelektüel ve tinsel gelişimin elde edilmeye çalışması şeklinde özetlenebilir.

Chardin’in en büyük özgünlüğü ve başarısı, evrim olgusu ile Hristiyanlık dinini bağdaştırmaya çalışması olmuştur.

İnsanın tinsel bir birliğe doğru giden zihinsel ve toplumsal bir evrim sürecinde olduğunu ileri sürmüştür.

Bu düşüncelerinden dolayı uzun bir araştırma gezi çalışması sonrası döndüğü Paris’te kitaplarını yayınlamak istediğinde Katolik kilisesi ve Cizvit tarikatı onay vermediği için yayınlayamamıştır. Kitapları ancak 1965 yılından itibaren serbestçe konuşulur ve kabul edilir hale gelmiştir.

Chardin’e göre evren sürekli bir evrim ile oluşuyor. (Big bang, İzafiyet teorisi ve kuantum teorileri ile bu bilgiler daha sonra doğrulanmıştır)

Evrenin bir başlangıcı yoktur.

Evrim merdiven gibi basamak basamak oluşuyor ve artık geriye dönme olanağı da yoktur. Bu merdiven tek yönlüdür ve sürekli olarak ileriye doğru gider. İleriye doğru gidiş gitgide karmaşıklaşır. Kuark – proton – atom – molekül.
Bu kapsamda insanın oluşumu da ilahi bir şekilde değil, maddenin geçirdiği evreler sonucu gerçekleşmiştir.

Evrenin evrimi tamamlanmamış bir süreçtir; bugün bile devam etmektedir. Nasıl biteceği ya da bitip bitmeyeceği bilinmemektedir. Ancak bir mükemmele doğru bir gidiş vardır.

Chardin’e göre evrimin ana aşamaları şöyle sıralanır:

• Kosmogenesis – maddi, canlılık ve aklın olmadığı evrenin oluşumu.
• Noogenesis – insan aklının doğduğu evren
• Humanizasyon – insanlaşma
• Ultra Humanizasyon – üst insanlaşma

Savunduğu ana fikirlere bakacak olursak:

1. İnsan ve doğanın bütünleşmesini savundu.
2. Biyosfer (aklın doğmadığı bölge) ile noosfer’in üneter bir olgu olduğunu ve bu olgunun insan aklı ile doğayı bir bütün olarak gören yeni bir fenomenoloji olduğunu söyledi. Biyosfer’de varolan düşünce kırıntıları evrimleşerek akla dönüşürler ve böylece noosfer’i oluştururlar. Bu yaklaşıma göre en ufak canlı birimlerinde bile akıl vardır, aklın tohumları vardır.
3. Maddenin giderek daha karmaşık bir düzene doğru ilerlemesinin en ucunda bilinç var. (ilk söyleyen Descartes).
4. Ortak düşünce ve sosyalleşme sayesinde insan düşüncesini aşan, insanüstü bir akıl doğacaktır.
5. Kozmos – doğal olarak canlanmak - insanlaşmak – insanüstü olmak ve tinin maddi kalıbından kurtulma eğiliminde olması. İnsan kozmogenesis’in (bütünsel evrimin) ana noktasıdır. Bu düşüncesi ile hritstiyan dini ile evrimi bağdaştırmıştır. İnsan evrenin bilinçsiz bir şekilde evrimleşmesine müdahil olacak ve küresel evrime yardım edecektir. İnsan bu sürecin rotasını çizecek ve kaptanı olacaktır. Bu çerçevede, evrim sürecinin basamaklarının bir hedefe doğru ilerlediğini ve rastlantısal olmadığını, evrimin bir anlamı olduğunu, bu anlamı insanın verdiğini ileri sürmüştür.
6. Evrim sürecinde ilerlenen son nokta OMEGA noktasıdır. Bu nokta bütün evrenin evrimleşmesinin son noktasıdır. Başlangıç noktası ise ALFA’dır. İki nokta arasındaki çizgi bir doğru değildir; başlangıçta evrim son derece yavaştır, sonradan hızlanır, belli bir aşamada OMEGA noktasına ulaşacak mıdır bilinmez, ama sürekli oraya doğru bir gidiş vardır.

Bir Cizvit papazı olduğu ve Hıristiyan dogmaları içinde yetiştiği için evrenin son noktasının (OMEGA) Tanrı – İsa olacağını ileri sürüyor. Oysa evrenin bir son noktasının olup olmadığını bilmek mümkün değildir. Enerji sonsuz olduğuna göre her OMEGA noktası yeni bir ALFA noktası olabilir.


OMEGA noktası aradığımız hakikat noktasıdır. Aksi halde evrenin ve varlığımızın hiçbir anlamı kalmaz.

Noosfer sadece evrenin merkezi değil, aynı zamanda evrimi yönlendiren ve sürdüren merkezin de merkezidir. Chardin’e göre İsa evrimin motorudur. İsa dirildikten sonra kâinatın evrimini üstlenir. Burada Chardin, İsa’yı tanrı ile özdeşleştiriyor. Ama İsa hala bir insandır, bir ilah değildir.

Dinlerdeki gibi bir başlangıç ve son senaryosunu kabul etmez ve bunu bilemeyeceğimizi söyler. Kozmosun hayal edemeyeceğimiz bir cevherden bir kumaştan oluştuğunu söyler; buna “Dünyanın Kumaşı” der. Bu kumaş dinamiktir ve devamlı olarak hareket halindedir.

Evrim süreklidir. Bu sürekliliğin hızı sabit değildir, hızlı ya da yavaş sürer ama asla durmaz, geriye gitmez.

Evrimin iki önemli sıçrama basamağı vardır.
• Yaşam basamağı: canlılığın başlaması.
• Derin düşünce basamağı: insan aklının, kendi kendinin bilincinde olan varlığın ortaya çıkma aşaması.

Her bir alt basamakta her öğenin daha ilkel bir formu vardır.

Dünyanın kumaşında evrenin bütün özelliklerinin bir tohumu vardır. Bu tohum bir ön yaşam bilgisini içinde taşır. Tohumdaki bu bilgi uygun koşulları bulduğunda mutlaka kendini oluşturacaktır. İlk yaşam, ilkel bir tinsellik içerir ve dünyanın etrafını ilkel bir tinsellik sarar ve son evrede insan oluşur ve bilince dönüşür. Buna Noosfer denir.

Hiç yorum yok: