Bazen kaçarım insanlardan En loş, en tenha köşeye
Bazen Beyazıt’ta bir bank’a
Bazen okulun en ıssız köşesine
Oturur düşünürüm kendimi
Toplamaya çalışırım kafamı
O yoğun karmaşada
Kimsenin kendisini dinlemediğinden yakınan
Sessizliği dinlerim ben o ıssız köşede
Bazen insan sesleri gelir kulağıma
Kimi şen şakrak
Kimi ağlamaklı
Yaprakların hışırtısını dinlerim
Güvercinlerin kanat çırpışını
İnsanları izlerim bazen, yükseklerden
Minnacık görünürler en heybetlileri bile
Koşuşan böcekler gibi
Kimisi bir direğe yaslanır
Gazetesini okur
Bid diğeri bağırır “sıcak simitlerim var” diye
Yakılanır sesi caminin taş avlusunda
Hepsi farklı insanların,
Dünyaları, umutları, sevinçleri, üzüntüleri...
Herşeyleri farklı....
İzlerken insanları
Uçup gider bazen düşüncelerim
Birleşir diğer insanların düşünceleri ile
Böyle hissetmeye çalışırım onları
Birer insan olarak.
Ben nefret etmem kimseden
Hor görmem bir tek kişiyi bile
İster zengin olsun, ister fakir
İster köylü, ister şehirli
Ya da bir dilenci....
Farketmez bence bunlar
Yeter ki “insan” olsunlar.
Ben insanları severim
İyisiyle kötüsüyle
Dostlarımdır onlar benim
Kendileri bilmeseler bile
Kırmam dostlarımı asla
Vurmam hatalarını yüzlerine
Bilirim çünkü en ağır tokattır onlar
Anlatırım hatalarını
Uygun bir zamanda güzelce
Bitmese derim dostluğumuz
Yollarımız ayrılsa, vaktimiz tükense de
Ben yalnızlıktan hoşlanırım
Kaçarım zaman zaman insanlardan
Kaçarım başka dünyalara
Koparırım bu dünya ile olan bağlarımı
Kısa bir süre de olsa dolaşırım boşlukta
Ama neticede insanım ne de olsa
İhtiyacım var zaman zaman
Aranıp sorulmaya “Nasılsın” denmeye
Ve özellikle duymaya
“Seni Seviyorum” cümleciğini
İhtiyacım var... anlayın beni...
Ben severim vapur yolculuklarını
Denizin nemli havasını, hoş kokusunu
Martıların çığlık çığlığa uçuşunu
Bir cam kenarı kapmak için insanları koşuşunu
Ben severim;
Yaz akşamları Çamlıca’da
Gün batımına bakıp
Sonsuzluğu izlemeyi
Sonra koşmayı
Gündoğumuna doğru
Yeni gelen günü karşılamak için
Severim elimde olmayarak.
Yaz yağmuru altında dolaşıp
Karıncaların böceklerin
Yağmurdan kaçışlarını seyretmeyi
Islak toprağı doyasıya koklamayı
Uzanıp çimenlere sırtüstü yatmayı
Yüzümü gökyüzüne dönerek
Gözlerimi yummayı sıkıca
Hissetmek için yağmuru, toprağı, güneşi....
Severim ben
Hem de çok....
Mayıs 1987