Burada bulacaklarınız 1987 yılından bugüne yazdıklarımdan derlendi... Daha belki yüzlercesi de buraya girmek üzere sırada. Umarım az bile olsa kendinizden bir parça birşeyler bulabilir ve kendi yaşamlarınızı da sorgulayabilirsiniz. Amacım, yaşamları sorgulamak, ama değerleri yıkıp bırakmak değil. Onları yeniden kurabilecek, yeniden yorumlayabilecek yetkinliğe, huzura, isteğe, güce ve akla sahip olabilecek olgunluğa gelmek. Herkesin yaşamının bir amacı olmalı; herkes bunu kendi bulmalı.
30 Haziran 2009 Salı
Kartlı Ödeme Sistemlerinde Dışkaynak Kullanımı
Kartlı ödeme sistemlerinde Dışkaynak kullanımı nedir?
Dış kaynak kullanımını, kurumların kendi ana faaliyet alanlarına girmeyen, kendileri için bir katma değer yaratmayan, piyasadaki rekabet içerisinde bir unsur olarak değerlendirilmeyen, uzmanlık ve / veya yüksek yatırım maliyeti gerektiren işlerinin bu işte uzman ve altyapısını hazır ederek, bunun paylaşımı yolu ile ölçek ekonomisi sağlayan bir başka kuruma yaptırması olarak tanımlayabiliriz.
Dışkaynak kullanımını iki ana bölümleme ile incelemek gerekir; birincisi Operasyonel Dış Kaynak Kullanımı, diğer ise Stratejik Dış kaynak Kullanımı.
Operasyonel Dışkaynak kullanımı bir şirketin ana işi ya da ürünü olmayan işleri kapsar. Bunlar:
Bu tür işlerin işletmenin ana faaliyet alanı ile ilgisi bulunmamaktadır ve bu nedenlede en kolay olarak dışarı verilebilecek olan işlerdir.
Ikinci tür ise Stratejik Dış Kaynak kullanımıdır. Burada Dış Kaynak sağlayan şirket ana şirketin müşterileri ile doğrudan temasa geçebilir. Ancak burada kimliğini gizleyebilir ya da gizlemeyebilir. Temel olarak bu türe örnekler:
Kartlı ödeme sistemleri operasyonunda dış kaynak kullanımı, bankalar ya da kartlı ödeme sistemleri konusunda faaliyet gösteren diğer kuruluşların, kart verme ve üye işyeri operasyonlarının bu amaçla kurulmuş bağımsız şirketler tarafından gerçekleştirilmesini kapsarr. Bu şekilde hizmet veren şirketleri "Operasyonel Çözüm Ortağı" olarak tanımlamak doğru olacaktır. Bu çözüm ortağı, operasyonun tamamı ya da değişik modüllerini kart veren kuruluşa sağlamaktadır.
Çözüm ortaklarının seçiminde önemli kriterlerin olması ve son derece titiz davranılması esastır. Çünkü çözüm ortağına aslında sadece operasyonun kendisi değil; o operasyonadan kaynaklanabilecek olan riskler de outsource edilir. Bu riskler de temel olarak şöyle sıralanabilir:
Dünyadaki trendler ve Türkiye'deki durum
Kartlı ödeme sistemleri konusunda dünyadaki trend, dış kaynak kullanımı yönünde olmuştur. Yurtdışında kurumlar, kart operasyon işlemlerini, yalnızca bu hizmetleri vermek ve bu konuda yatırım yapmak üzere kurulmuş bağımsız şirketlere vermektedir.
Türkiyedeki trend ise tam tersi yönde gelişmiştir. Her kuruluş, kendine bir operasyon merkezi kurarak, hepsi ayrı ayrı ilk yatırım ve işletme maliyetlerini karşılamaktadırlar. Bugün itibariyle önemli bir teknolojik yatırım atıl durumdadır.
Dışkaynak, hangi şirketler için avantajlı?
Kart verme operasyonunda tam ya da modüler olarak Operasyonel Çözüm Ortağı şirketlerle çalışıp önemli kazançlar sağlayabilecek kuruluşları şu şekilde tanımlayabiliriz:
Elde edilecek kazançlar
Kart veren kuruluşlar, kart operasyonu hizmetinin dış kaynak kullanıma açılmasıyla, operasyon, insan kaynakları, teknoloji yatırımı ve finans açısından önemli kazançlar sağlamaktadırlar.
Dış kaynak kullanımını, kurumların kendi ana faaliyet alanlarına girmeyen, kendileri için bir katma değer yaratmayan, piyasadaki rekabet içerisinde bir unsur olarak değerlendirilmeyen, uzmanlık ve / veya yüksek yatırım maliyeti gerektiren işlerinin bu işte uzman ve altyapısını hazır ederek, bunun paylaşımı yolu ile ölçek ekonomisi sağlayan bir başka kuruma yaptırması olarak tanımlayabiliriz.
Dışkaynak kullanımını iki ana bölümleme ile incelemek gerekir; birincisi Operasyonel Dış Kaynak Kullanımı, diğer ise Stratejik Dış kaynak Kullanımı.
Operasyonel Dışkaynak kullanımı bir şirketin ana işi ya da ürünü olmayan işleri kapsar. Bunlar:
- Teknolojik altyapı
- Insan kaynakları
- Fasilitelerin yönetimi
- Back ofis fonksiyonları.
Bu tür işlerin işletmenin ana faaliyet alanı ile ilgisi bulunmamaktadır ve bu nedenlede en kolay olarak dışarı verilebilecek olan işlerdir.
Ikinci tür ise Stratejik Dış Kaynak kullanımıdır. Burada Dış Kaynak sağlayan şirket ana şirketin müşterileri ile doğrudan temasa geçebilir. Ancak burada kimliğini gizleyebilir ya da gizlemeyebilir. Temel olarak bu türe örnekler:
- Üretim
- Montaj
- Lojistik destek
- Yazılım geliştirme
- Help desk / call center
- Ana fonksiyon olmayan ama kritik olan operasyonlar
- Riskin ya da gelirin paylaşıldığı ortaklık operasyonları
Kartlı ödeme sistemleri operasyonunda dış kaynak kullanımı, bankalar ya da kartlı ödeme sistemleri konusunda faaliyet gösteren diğer kuruluşların, kart verme ve üye işyeri operasyonlarının bu amaçla kurulmuş bağımsız şirketler tarafından gerçekleştirilmesini kapsarr. Bu şekilde hizmet veren şirketleri "Operasyonel Çözüm Ortağı" olarak tanımlamak doğru olacaktır. Bu çözüm ortağı, operasyonun tamamı ya da değişik modüllerini kart veren kuruluşa sağlamaktadır.
Çözüm ortaklarının seçiminde önemli kriterlerin olması ve son derece titiz davranılması esastır. Çünkü çözüm ortağına aslında sadece operasyonun kendisi değil; o operasyonadan kaynaklanabilecek olan riskler de outsource edilir. Bu riskler de temel olarak şöyle sıralanabilir:
- Uyum Riski : Dış Kaynak kullanılarak yapılan ürün, hizmet ya da sistemlerin geçerli olan yasalar, kurallar ya da etik standartlar ve dış kaynak kullanan kurumun politika ve prosedürlerine uyumlu olması gerekir.
- İşlem Riski : Sunulması planlanan hizmetlerin sahtekarlık, sistemsel sorunlar, hata, yetersiz kapasite ve teknolojik problemler nedeniyle yerine getirilememesi riskidir.
- Saygınlık Riski : Dış kaynak sağlayan firmanın asıl firmanın müşterilerinin beklediği hizmet kalitesini sağlayamaması riskidir. Bu aynı zamanda çatışan çıkarlar, ters etki yapabilecek PR ve reklam faaliyetlerini de içerir.
Dünyadaki trendler ve Türkiye'deki durum
Kartlı ödeme sistemleri konusunda dünyadaki trend, dış kaynak kullanımı yönünde olmuştur. Yurtdışında kurumlar, kart operasyon işlemlerini, yalnızca bu hizmetleri vermek ve bu konuda yatırım yapmak üzere kurulmuş bağımsız şirketlere vermektedir.
Türkiyedeki trend ise tam tersi yönde gelişmiştir. Her kuruluş, kendine bir operasyon merkezi kurarak, hepsi ayrı ayrı ilk yatırım ve işletme maliyetlerini karşılamaktadırlar. Bugün itibariyle önemli bir teknolojik yatırım atıl durumdadır.
Dışkaynak, hangi şirketler için avantajlı?
Kart verme operasyonunda tam ya da modüler olarak Operasyonel Çözüm Ortağı şirketlerle çalışıp önemli kazançlar sağlayabilecek kuruluşları şu şekilde tanımlayabiliriz:
- Herhangi bir şekilde kartlı ödeme sisteminde yer alan kuruluşlar
- Küçük ya da büyük ölçekli finans kuruluşları
- Mağaza kartı uygulaması olan kuruluşlar.
- Müşterilerine verdikleri hizmetlerin bir ksımı için yatırım yapama, uzman personel tutma gereği olamayan kurumlar (hesap ekstresi ve mektup basımı ve zarflanması gibi işleri yapan kurumlar)
Elde edilecek kazançlar
Kart veren kuruluşlar, kart operasyonu hizmetinin dış kaynak kullanıma açılmasıyla, operasyon, insan kaynakları, teknoloji yatırımı ve finans açısından önemli kazançlar sağlamaktadırlar.
- Operasyonel avantajlar: Tüm işlemlerin aynı yerde ve konusunda uzman kişiler tarafından yapılması, hizmet kalitesini artırmaktadır. Kullanılan donanımların son teknolojiye uygun olması, hızlı ve esnek bir altyapı sağlamaktadır.
- İnsan kaynakları avantajı: Tüm operasyonel faliyetlerin çözüm ortağı tarafından yürütülmesiyle birlikte, kuruluşların personel gereksinimi en az düzeye inmektedir. Ayrıca büyümeye paralel olarak ek personel ihtiyacı da doğmamaktadır.
- Teknoloji yatırımı avantajları: Gelişen teknoloji ve lisansör kuruluşların zorunlulukları bağlamında, donanımların yenilenmesi, tüm donanımların sahibi olan Operasyonel Çözüm Ortağı şirketin sorumluluğunda olmaktadır. Kart veren kuruluşların gelecekte bu konuda bir yatırım yapmasına gereksinim kalmamaktadır. Ayrıca yine kuruluşların büyümeye paralel olarak ek donanım yatırımı yapmasına gerek kalmaksızın operasyon hizmeti aynı kalitede gerçekleştirilecektir. Operasyonel Çözüm Ortağı şirketinin kendi yazılım kadrosuna ve özel yazılımlara sahip olunması, büyüme durumunda yeni bir yazılım alma ya da versiyon değiştirme zorunluluğunun da bu şirket tarafından sağlanmasını getirmektedir.
- Finansal avantajlar: Teknoloji yatırımınlarının (donanım ve yazılım olarak) çözüm ortağı şirketce karşılanması, kart veren kurumun yatırım bütçesi yaratmamaktadır. kullanılan donanımlar için, satış fiyatları üzerinden yıllık %9-15 arasında değişen bakım ücretleri de kart veren kuruluşlar açısından büyük bir maliyet unsuru olmayacaktır. Operasyonel Çözüm Ortağı şirketlerden hizmet alan kurumların çoğalması ile havuz maliyetler düşeceğinden, hizmet fiyatları da benzer oranda azalacak, böylelikle aynı hizmet daha az maliyetle sağlanabilecektir.
- Verimlilik avantajları: Normal koşullarda kart veren kuruluşların kullandığı sistemde bulunmayan, ancak gerek karlılığın gerekse müşteri portföyünün sıkı bir şekilde takibi ve riskinin en aza indirilmesi anlamında gerek duyulan birçok yazılım, Operasyonel Çözüm Ortağı şirketlerin bünyelerinde bulunmaktadır. Bu da kart veren kuruluşa, pazarlama, satış, tutundurma çalışmaları ve operasyonda verimlilik sağlayacaktır.
29 Haziran 2009 Pazartesi
Sahip Çıkabilmek.
"Şimdi, bugün söyleyemediklerin zaman geçtikçe ağırlaşan birer taş olurlar boyununda, asılı duran..." Ne kadar kolaymış başkasına bu öğütleri vermek... Hadi bakalım söyle şimdi kendin, aklından geçenleri, herkes için, herkese karşı...
Ya bugüne dek söylediklerin, ilettiklerin... Onlar artık senin değil mi? Çıktı bir kere ağızdan gitti, bitti mi? Sahip çıkmak onlara bu kadar zor mu? Yoksa her zaman olduğu gibi, sadece, dekoru mu olmak istersin sahnenin aktörü değil de? Önce buna karar vermelisin belki de... Yaşamak mı yaşar gibi yapmak mı? Başka hayatlara öyle ya da böyle öykünmek ve yamanmak mı? Yoksa öykünülecek bir yaşama sahip çıkabilmek mi?
Ya bugüne dek söylediklerin, ilettiklerin... Onlar artık senin değil mi? Çıktı bir kere ağızdan gitti, bitti mi? Sahip çıkmak onlara bu kadar zor mu? Yoksa her zaman olduğu gibi, sadece, dekoru mu olmak istersin sahnenin aktörü değil de? Önce buna karar vermelisin belki de... Yaşamak mı yaşar gibi yapmak mı? Başka hayatlara öyle ya da böyle öykünmek ve yamanmak mı? Yoksa öykünülecek bir yaşama sahip çıkabilmek mi?
Yolda 1
... Cafe'ye girdi -kahve mi demek gerekli acaba, belki de daha uygun olurdu bu isim-; bakındı biraz etrafına nasıl bir yer diye. Çekingen ve ürkekti; öyle her yere girmezdi; beğenmeyeceğinden değil, sadece, kendi gibilerinin gittiği bir yerler olmasını beklerdi. Kendi sınıfından, kendi dünya görüşünden...
Kısa bir göz atmadan sonra hızla boş bir masa aradı gözleriyle. Pek çok boş masaların içinde de en gözden uzak, ayak altı olmayan, garsonun bile uğramadığı bir masayı seçti; sesizce gitti, oturdu.
Yavaşça, sessizce ve özenle kitabını çantasından çıkardı, masaya koydu. kitap okunmuştu; belliydi kitabın hakkının verildiği. Bir önceki cafe'nin peçetesinin olduğu yer, son kaldığı yerdi. Orayı bulup açarken bir yandan da çantasından kalemini almaya çalışıyordu; ince uçlu bir kurşun kalem. En kolay onunla altını çiziyordu önemli yerlerin.
Ne içeceğini hiç düşünmedi, belliydi oradaki çoğunluk gibi onun da ne içeceği: " bir çay" diye seslendi yakından geçen garsona. Ama öylesine çekingen söylemişti ki, ayıp edecekti sanki garsona... Duymadı tabii ki. İkinci bir defa daha söyleme gücünü ne zaman bulacaktı kendinde kimse bilmezdi. Belki bugüne dek hiç düşünmemişti garsonun kendisi bile ama o biliyordu ki hakkının vererek yapılan her iş kutsaldır, hem de bu dünyada. Bir diğerinin emeğini, belki ufak bir hizmet için, belki kısa bir süre için satın almak, alçaltılmaması gereken bir davranıştı. Duymadı diye garson ilk seslenişini, ya ikincisinde sesini kontrol edemez ve daha da yükseltirse ne olurdu? düşünmedi bile garsonun umursayıp umursamayacağını. Kitabını okumaya koyuldu, nasılsa birileri gelir sorardı ne içeceğini. Sormasada ne olacaktı ki, amacı çay içmek değil, kitabını okuyacak sıcak ve kuytu bir köşe bulmaktı...
Kısa bir göz atmadan sonra hızla boş bir masa aradı gözleriyle. Pek çok boş masaların içinde de en gözden uzak, ayak altı olmayan, garsonun bile uğramadığı bir masayı seçti; sesizce gitti, oturdu.
Yavaşça, sessizce ve özenle kitabını çantasından çıkardı, masaya koydu. kitap okunmuştu; belliydi kitabın hakkının verildiği. Bir önceki cafe'nin peçetesinin olduğu yer, son kaldığı yerdi. Orayı bulup açarken bir yandan da çantasından kalemini almaya çalışıyordu; ince uçlu bir kurşun kalem. En kolay onunla altını çiziyordu önemli yerlerin.
Ne içeceğini hiç düşünmedi, belliydi oradaki çoğunluk gibi onun da ne içeceği: " bir çay" diye seslendi yakından geçen garsona. Ama öylesine çekingen söylemişti ki, ayıp edecekti sanki garsona... Duymadı tabii ki. İkinci bir defa daha söyleme gücünü ne zaman bulacaktı kendinde kimse bilmezdi. Belki bugüne dek hiç düşünmemişti garsonun kendisi bile ama o biliyordu ki hakkının vererek yapılan her iş kutsaldır, hem de bu dünyada. Bir diğerinin emeğini, belki ufak bir hizmet için, belki kısa bir süre için satın almak, alçaltılmaması gereken bir davranıştı. Duymadı diye garson ilk seslenişini, ya ikincisinde sesini kontrol edemez ve daha da yükseltirse ne olurdu? düşünmedi bile garsonun umursayıp umursamayacağını. Kitabını okumaya koyuldu, nasılsa birileri gelir sorardı ne içeceğini. Sormasada ne olacaktı ki, amacı çay içmek değil, kitabını okuyacak sıcak ve kuytu bir köşe bulmaktı...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)