Yıllar sonra yine döndüm sırlar defterime... Yine acılar içindeyim, yine çaresizlik içindeyim ve yine -bu kez daha büyük bir hızla- tükenmekteyim. Doğruyu biliyorum, ama doğru yolu bilmiyorum. Sorumluluklarımı biliyorum, ama onlardan kurtulamıyorum. Sınırlarımı ve gücümü biliyorum, ama zorlayamıyorum. Verilenler içerisinde sıkışıp, yeni arayışlara gidemiyorum. Köprüleri atıp gemileri yakamıyorum. Başkalarını mutlu etmeye çalışırken kendimi mutlu edemiyorum, ruhumu tatmin edemiyorum; onu dinlendiremiyorum. Geçmişimle hesaplaşıp defteri kapatamıyorum ya da onunla yaşayamıyorum.
Ego'mu geliştiriyorum, büyütüyorum, belki de kabul de ettiriyorum ama onun altında eziliyorum. Ego'm ve ben iki ayrı varlık: savaşıyoruz. O kazanıyor, ben kaybediyorum. Bağırıyor, çığlık atıyorum, sesim çıkmıyor. Üzerime atlıyorum, vuruyorum; hareket edemiyorum. Yok yanımda kimse, yapayalnızım. Bir tek "bilinç" yok tutan elimden, sesim olan, gücüm olan; gücüyle bana güç veren.
Biliyorum ki içinde bulunduğum "oluş", her an tüketiyor beni. Biliyorum ki "oluş" da bana karşı; "olmam"dan çok , uymamı, kabullenmemi ve uyum sağlamamı istiyor.
Oysa ben akıntının içindeki bir dal değil, herşeyin kendisine aktığı deniz olmak istiyorum. Biliyorum ki deniz olmam imkansız. Ama yine biliyorum ki "deniz olmaya çabalamak" benim için mutluluğun ta kendisi...
27 Mart 2001
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder