Bazen durup gecenin sessizliğinde düşünürüm. Herhangi bir sorunu ya da yanıt beklenen bir konuyu değil. Belki de ertesi günkü gündelik yaşantımda hiçbir katıkısı ve yararı olmayacak şeyleri düşünürüm. Örneğin, sahip olduklarımı düşünürüm, geçmişi ve bugünümü düşünürüm, anılarımı ve yaşadığım olayları düşünürüm. Bunların hepsi biryerlerde vardırlar; nerelerde ve nasıl bilmiyorum ama varlar. Belki sadece benim zihnimde varlar belki de benimle birlikte o anda o anıları yaşayanların zihinlerinde de –halen- varlar. Ama nasıl ve ne şekilde bilmiyorum.
Dokunulabilecek somut şeyler değiller belki, ama istenirse paylaşılabilen aktarılabilen yazılabilen çizilebilen şeyler. Oysa hiç paylaşmasam, hiç yazmasam, kağıda dökmesem de benim için varlar ve benim bugünümü oluşturan çok önemli yaşantılar onlar.
Bazen düşünürüm; tamam açıklayamasam da geçmiş yaşantılarım varlar da geçmişteki özlemlerim neredeler? Yaşamak isteyip de yaşayamadıklarım, görmek isteyip de göremediklerim neredeler? Bir bütün olarak yaşanmamışlıklarım, deneyimleyemediklerim neredeler? Düşlerim, kabuslarım gerçekçi ya da gerçeküstü hayallerim, anımsadıklarım ya da anımsayamadıklarım neredeler?
Kime, ne zaman ve nasıl sorabileceğim ben bunların hesabını? Yaşanmamışlıklarım ya da yaşanmış ama unutulmuşluklarım nerede ve nasıl karşıma çıkacaklar?
Herşey bir hayal mi? Yoksa gerçeklik sadece bir an mı içinde bulunduğumuz? Yarın nasıl hesaplaşacağım bugün, şimdi, şu an yazamadıklarımla? Nedir onlar ve neredeler şimdi? Neden yazamıyorum onları, ya da neden düşünemiyorum?
Dokunulabilecek somut şeyler değiller belki, ama istenirse paylaşılabilen aktarılabilen yazılabilen çizilebilen şeyler. Oysa hiç paylaşmasam, hiç yazmasam, kağıda dökmesem de benim için varlar ve benim bugünümü oluşturan çok önemli yaşantılar onlar.
Bazen düşünürüm; tamam açıklayamasam da geçmiş yaşantılarım varlar da geçmişteki özlemlerim neredeler? Yaşamak isteyip de yaşayamadıklarım, görmek isteyip de göremediklerim neredeler? Bir bütün olarak yaşanmamışlıklarım, deneyimleyemediklerim neredeler? Düşlerim, kabuslarım gerçekçi ya da gerçeküstü hayallerim, anımsadıklarım ya da anımsayamadıklarım neredeler?
Kime, ne zaman ve nasıl sorabileceğim ben bunların hesabını? Yaşanmamışlıklarım ya da yaşanmış ama unutulmuşluklarım nerede ve nasıl karşıma çıkacaklar?
Herşey bir hayal mi? Yoksa gerçeklik sadece bir an mı içinde bulunduğumuz? Yarın nasıl hesaplaşacağım bugün, şimdi, şu an yazamadıklarımla? Nedir onlar ve neredeler şimdi? Neden yazamıyorum onları, ya da neden düşünemiyorum?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder