Keşke dünyalarımızı kurmak da şu yanyana getirdiğimiz kelimeleri dizmek kadar kolay olsaydı. Keşke bir kalem ve silgi ile kurabildiğimiz ve silebildiğimiz cümleler gibi yan yana dizebilseydik sevdiklerimizi ve yaşantılarımızı. Keşke bu kelimeler ve oluşturdukları cümleler dünyamız olsaydı...
Yaşam bazen istemediklerini dayatırken, bazen istediğini sandıklarının nasıl bir ilüzyon olduğunu da öğretiyor zaman içinde, istediklerini ise belki de ancak gerçekten ne istediğini bildiğinde veriyor ya da verecek.
Bunu bilmek mümkün değil, biliyorum. Ama bu bir umut, ve bu umutla yaşamak gerekli, yoksa yaşamın kendisi yaşanmaya değmez değil mi?
Bazı acılar "soft"'tur işte böyle; "soft" olan bu acılar çok acıtıyor insanın canını....
Burada bulacaklarınız 1987 yılından bugüne yazdıklarımdan derlendi... Daha belki yüzlercesi de buraya girmek üzere sırada. Umarım az bile olsa kendinizden bir parça birşeyler bulabilir ve kendi yaşamlarınızı da sorgulayabilirsiniz. Amacım, yaşamları sorgulamak, ama değerleri yıkıp bırakmak değil. Onları yeniden kurabilecek, yeniden yorumlayabilecek yetkinliğe, huzura, isteğe, güce ve akla sahip olabilecek olgunluğa gelmek. Herkesin yaşamının bir amacı olmalı; herkes bunu kendi bulmalı.
23 Nisan 2009 Perşembe
6 Nisan 2009 Pazartesi
Boynumuzdaki İpler.
kimin elinde acaba?
benim mi
bildik birilerinin mi?
acaba hiç tanımadım mı daha?
tanışacak mıyım yakın ya da uzak gelecekte
belki de uzaklardakidir o, hiç tanımadığım
belki ipin ucuyumdur ben, tutanı yoktur
ben de birinin ipini mi tutuyorum
her birimiz mi acaba böyleyiz
birbirimize olan mahkumiyetlerimiz mi acaba
böylesine öldürüyor bizi,
çekerek ipimizi...
benim mi
bildik birilerinin mi?
acaba hiç tanımadım mı daha?
tanışacak mıyım yakın ya da uzak gelecekte
belki de uzaklardakidir o, hiç tanımadığım
belki ipin ucuyumdur ben, tutanı yoktur
ben de birinin ipini mi tutuyorum
her birimiz mi acaba böyleyiz
birbirimize olan mahkumiyetlerimiz mi acaba
böylesine öldürüyor bizi,
çekerek ipimizi...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)